Yaş yirmi iki oldu evvelinde,
ki göremedin, konuşamadık
iki kelam seninle
Şimdi bir avuç toprağın altında
vücudu iklimin
Ruhun ise gezer hep
benimle birlikte
Ah, sevdalar ki
hep seni hatırlatır
bir parçanın eşliğinde dinleniriz
Ah ki babacığım
ne vakit oldu işitemeyeli sesini
şu hasretle çevrilmiş yeryüzünde
Ben bir garip evlat
ben ki bir garip şair
yazıyorum, çiziyorum
okuyorum, geziyorum...
Şu yüreğimi nereye çevirsem
bi' tek seni görüyorum
Unutmak değil,
alışmak bu yokluğuna
Hem nasıl unutabilir ki
bir adam babasının yok oluşunu...
Senden kalan birkaç anıyla
yaşıyorum şu hayatta
Özledim, bil istedim
yirmi iki yaşımda...
Endâhte dedim bir vakti seherde
Yozlaşmış, kokuşmuş şu dünya ikliminde
Sensiz göremez oldum
önümü, yolumu
Yabancılaştım en içten kendime...
Evladın olarak devam ediyor seyrim
bıraktığın izinde
Bil ki
unutmadan devam edeceğim
var etmeyi
kendimi de evreni de
Alışmamak içinse gayreti
her yerde her an seninle birlikte
Endâhte olarak yürümekteyim,
beklemekteyim ölümü
sırf bir kez daha sevişelim diye...
Endâhte
2021-04-29T16:08:20+03:00Teşekkür ederim tatlım, güzel bir şairin bu hisleri benim minnettar olmam için kafidir.
Kevser Karakaş
2021-04-29T15:54:51+03:00Sen bir garip evlat, şiirin içime işledi Aytepik. İyi ki yazdın...