https://youtu.be/XpZs6Sw08UM


Yaz ve yak yazıları, eski yazılar


Atak ortası insan arası. 

Tahammül et, sonra çıldır. 

Ah bu yanda, bunda eksik şeyler. 

Acıyorum kerize, keriz yolunu ara. 

Acıyorum sana çünkü acı çekiyorsun. 

Gözlerinden acı akıyor, yakan acı bu, rüzgar kurutur ama. 

Konuştuğunuz yetmez mi, diyorsun. 

İçindekilere söyle. O sussa, bu sussa, bu şuysa her şeyi genelleştir.

Sonra beni geneleve sokabilirsin, orada uyuşup yarına çıkabilirim. 

Hadi git çayını doldur, burnunu çekme. 

Ben genelim sen özelsin. 


Hadi biz gittik. Yazarlar bindi bir trene, şişkin cesetler indi. 

Bunca acıyı niye çektim, nasıl uyudum, nasıl uyandım. Peh acıymış, benimle alay ediyor. Peh maskeymiş, önce kendini kandırıyor. 

Bu pek bir mesele değil, önce geçecek sonra yine geçecek. Her yerden bir şey alıp ilerler. Ne kadar acımasızsam o kadar titrer, alınır, üzerime titrer, tüm dünya seninle titrer. Hadi biz gittik. Ben, Leyla, üçüncü. Ben dediğime bakma, gizem, alışık. Bu üçlü yağmuru kutsadı. Salıncağı kutsadı. Üçüncüyü unuttu. Üçlü cehennemde yanıyor, zebanilerle. Zebaniler gizemin canını okuyor. Yazıyormuş ki 'İkra'. Oku mu, tekrar et mi. Belli ki beni tekrarla diyor Tanrı. Tanrı'yı tanırım, azgın bir keçe. 

Taşı tanıdım çünkü üstünde yattım. Seni tanıdım çünkü üstünde yattım. Bir can vermeden önce sırtımı sıvazladı tanrı. 

Beni tekrarla. Sen okuma yazma bilmiyorsun, bu sığınaktan çıkamazsın. Tekrarla, dedi. Sırtımı sıvazlamaya devam etti. İn cin top oynuyordu. ''Kış!'' dedi, sessiz olun. Kemiklerimi saydı, fazlalıkları ayırdı. Tüm düşler saçma, tüm iddialar geçersiz. Bu bilet de geçersiz, sen kaçak yolcusun, kaçmışsın buradan, belli. 

Ben önce soğuğa sonra taşa dayandım. Ben hepinize dayandım da taşa dayanamadım. Hayır ben hepinize dayanamadım. 

Hepiniz çok hepinizdi. Çok hepiniz vardı. Sağır ol, dudak as, buz kemir. Hiç fayda yok. Her şeyi deneyip basit kalana değin. Basit kalıp kusana değin. Milyona değin. Anaya babaya değin. Hayır, anneanneye değin. Anneanne nine demektir. Nine gömülü. Bu nilden geçeceğim. Nasıl olur hiçbir yerde duramaz, köprüyü geçemez. Nasıl olur sakinleyemez. Tüm kibritleri senin için ateşe veririm. Ateşi yel alsın, yaz yaz yak. 


Seni öpmeme neden izin vermiyorsun, niye çekildin cüzzamlı? 

Yanakların dudaklarıma iğreti mi kalacak. Oysa dudaklarımı tazeledim. Çizgi çizgi kesip ölü deriyi akıttım. Kremleyip, kırmızı bir ruj sürdüm. Yazık, üstündeki lekelere. Sinirden terliyorsun. Hiç bitmeyecek gibi bu iğreti. Bittiğinde biz olmayız. Bir gün adamın biri, yolumdan çekil, dedi. Öpme beni istemiyorum. 

Ben layık değilim yaşamına. 

Acı çekmeme tahammül edemiyorsun. Seni kıskanıyorum. Tüm kadınlardan. Tüm kadınlar benim gibi bakıyor, herkes kırmızı ruj sürmüş. 

Tüm insanlar benim gibi ağlıyor. 

Burnunu çekme, çay iç. 

Gitmeme izin ver, gitmemi iste ki gitmeyeyim. Gitmemin anlamı kalmasın. Tüm kıyafetlerime leke çal ve hep en sevdiğini giyeyim. Ben artık hiçbir şeyi anlamıyorum, hiç çözdüğüm yok. ''Aha!'' diyemem. Ah diyeceğim, ah. Bu çile, bu yaşamak çilesi, bu kalkmanın, oturup kalmanın, su içememenin çilesi. Tüm çileler hem tanıdık hem yabancı. 

Yabanıl ve aksi. Çok huysuzum. Çokça huysuz bir kadınım. Ayağımı yerden çek, beni göğe yükselt. 

Tanrıyla sevişeceğim. 


Günaydın, acelemi aldınız ket vurdunuz. İple gevşetmiş tonla tonları yazabilirim. Durmadan yazayım ki... 

Kusmamın, kusamamamın anlamı olsun. Bir şeylerin anlamı olmalı, değil mi Ayten? Acısızı yitirmeden. 

Umarsız yetinmeden. O gelmeden, ışık gitmeden, benzerlerim görünmeden. 

Şimdi şöyle yürüyeyim. 

Beş santim topuklu olsun ayağında. 

Rujunuz kırmızı olmasın. 

Ben bugün uykumda sedir gördüm. Sedirde uyuyordum. Uykuda titriyordum. Titreme alsın. Hadi götür. 


Sanıklar restorantta. Birer kahve söylenmiş, tuzlu. Hiçbiri içemiyor. Bu kadar tuzlu, bir o kadar şekerli. Bence kimse yardımı bilmiyor. Sanki yardım kovada. Parayla sulanıyor. Parasız yatılı'. 


Bence bugün çok sulu, çok soğuk. Komadan ayıltıp gelmiş. Tanrı ipleri sıkıyor. Çek elini, çünkü tanrı ile hesaplaşamayız. Her şeyi yapabilir ama, biraz durulmayagörsün. Hiç bitmeyecek sanki. Ne gün ne yarın. Hiç pislik görmemiş gibi, ağzını seğirt. 

Burnumu çekiyorum, hasta gibi. Hiç can, can değil gibi. Bence iplerin sulak. İplerin aşınmış, sevgilim. Yine de sen, oyunu seviyorsun. Peki senin sevdiklerine ne oldu? Seni seven şeyler vardı, onlara noldu? 

Ardında pancar kurabiyesi var. Pancar renginden geliyor, kurabiye anılarından. Herkesin şerri kendine idi. Her papağan tırnağından asılır. Ve bence benim duruşum duruş değil. Eğik gelişti sırtım, toprağı koklayıp atıyorum üstüme. Anla, o denli çok zamanım. Bu zamanla benim aramdaysa, tanrı bile vakıf değil. Onu yatağıma çağırıyorum, artık gelmiyor.