”Maviye

maviye çalar gözlerin” demiş Arif.

Ve üç yıl sonra eklemiş: “yangın mavisine.”



Edebiyat tarihçileri buna şiiri demlemek diyor. Bense çay bile demleyemem. Sanıyorum ki edebiyat tarihçilerine konu olabilmek için fazla sabırsızım. Hem de sabah bildiğini öğlen unutacak bir meret var esrik başımda. Açıkçası pek meraklısı da değilim kafamdakilerin. Unutuveriyorum, işime geliyor. Ama gariptir, inanır mısınız bilemem, çocukluğum zekâ oyunlarıyla geçmişti. Ah! Kadersiz babam. Aklıma geldikçe üzülürüm onun için. Dünyanın en uysal ve en zeki kızına sahip olmak istedi. Uysallığı ben seçmedim; zekâ da beni seçmedi. Yıllarca didindi durdu. Tam olarak hangi noktada vazgeçtiğini kestiremedim ama vazgeçmiş hâli deprem etkisi yarattı. Zamanla çirkinleştim. Gözlerimdeki parıltı sönmüş, öyle dediler büyümekten olduğunu sananlar. O en muhalefet en ayrıksı hâllerimin hiç hevesi kalmadı. Savaş meydanının ortasında düşman karargâhını yitirmek gibiydi. Ne savaşabiliyordum ne barışabiliyordum. Kimse yoktu. Ama ben. Peki ben, niye hâlâ savaşın ortasında dikiliyordum? İşte öyle bir vazgeçişti. Sonra yine çirkinleştim. Benim vazgeçişim daha acıklıydı. Sistemli ve kusursuz.

Kim daha iyi vazgeçer yarışımda mükemmel bir sonuç almıştım. Beni hâlâ seviyor olsa şapka çıkarırdı bu mükemmel hamleme. Mükemmel. Ne iğrenç kelime.

Mükemmel; dans etmeyi sevmiyor, öyle boş heveslere odaklanmıyor, büyüklerinin yanında söze girmiyor, her öğretileni kurcalamıyor, böyle gelmiş böyle gidiyorsa bir bildikleri vardır diyor mükemmel.

Ben demiyorum.

Ben o mükemmel değilim.

Ben bir bildiğim var, diyorum.

Buradayım, varım, var olacağım diyorum.

Anne?

Sen de gelsene

İlk başta soğuk geliyor ama ben de varım dedikçe alışıyorsun.

Hikayenin bu kısmında zihnimde hem nefes kesercesine cereyan hem de göz alabildiğine uçsuz bucaksız bir çölde sıcak kumlar var.

Ben gittikçe çirkinleşiyorum ama alışıyorum.

Annem hiç gelmiyor, babam hiç görmüyor.

Arka fonda Babasız Kızlar Balosu son ses.

”Babamız bizi sevmedi, çirkiniz.

babanız sizi sevdi de ne oldu?”