Hoş gördüm çağdaşım seni

Ben de çıplak geldim senin gibi

Ellerim ayaklarım tutmazdı 

kürksüzdüm sen gibi tıpkı


Ayaklarımın düz yürümesi

Dilimin bali söz söylemesi

Aylar sürdü hatta yıllarca

Fakat yargılardım hızlıca


Temkinliydim evvelce hayli

Ne bilebilirdi tabanlarım sahi

Basmadan çimlere kaşınırdı

Esas dökülen asfaltta aşındı


Hoş gördüm çağdaşım seni

Ben de cahil geldim senin gibi

Gözlerim güven göğsüm huzur

Doluydu, yokluktu tek kusur


Benim de balonlarım oldu

Uçamazlardı ama olsundu

İstiyorsam uçtuklarını görmeyi 

Baş aşağı durmam gerekliydi


Bu aşağılık baş aşağılık durumu

Doğurdu en karanlık sorunumu

Düşmanlık ki, o kadar duydum

Kulaklarıma gözlerimi de uydurdum


Sonra bir uğultu beynimde

Anladım dikkat kesildiğimde

Bileklerimdeki karıncaların

Ayak sesleriydi duyduklarım


Gözlerimin akı ateşin koruna

Teslim etti kendini zamanla

Baktığım yerleri de kanattım

Nefretliğim ne varsa yaktım


Hoş gördüm çağdaşım seni 

İstemedim kanın aksın e mi? 

Yalnız benim ettiğim kanaati

Senin etmeyişin harladı beni


Senin suçun, diğer insanlarınki

Anlatamadıklarımın diyeti belki

İnan dost o kadar üzgünüm ki

Tanışmadığımız gün bağışla beni


Hoş gördüm çağdaşım seni... 

Attığım her yumruk, 

Geçirdiğim her diş,

Vicdanımı ediyor iğdiş...

Ömrüme bir bela bu.

Öyle bir bela bu.

Sadece sen, sen gibiler değil,

Bir güvercinin kırdığım kanadı, 

Eniğin boynuna bağladığım sicim... 

İşte onca yıl sonra yanıyor içim.