yaşadığım her aksiliğe adını verdim 

ne olur bağışla 

beni sev diye çırpınışlarım bitti 

bağışla 

seni bulmak adına karıştığım kalabalıklardan köşe bucak kaçıyorum 

bağışla

gül gonca yüzünü unuttum 

bağışla 

yaşamak uğruna canhıraş çırpınışlarını sevgisizliğine veriyorum 

bağışla

seni annenmiş gibi sevmelerim bitti 

bağışla 

özleminde sarıldığım kokunu rüzgarlara bıraktım 

bağışla 

artık özlemiyorum

bağışla

belki gelirsin diye beklediğim eşiklerden gideli çok oldu 

bağışla 

toprağında açan çiçeklere başkalarının avcundan sularla büyütüyorum 

bağışla 

biri anlar, alır göğsünde yumuşatır diye acımı haykırışlarım bitti 

bağışla 

sensizlik içimde sonsuzluğa dönüştü

bağışla 

güller ekerdim kırık pencerelerine senin pencerelerinden bakardım dünyaya 

gül kurudu 

bağışla 

tanrıya seni övmelerim bitti 

bağışla 

utanıyorum

bağışla 

söz ettiğim acılarım değil senden ötürü 

acım acını geçeli çok oldu 

bağışla

bak yollar artık sana çıkmıyor, yollar yolunda tükendi

bağışla 

kaç mevsim sonbahar, ılık akşamüstü esmelerin yerini yaprak gibi titreyişlerim bıraktı 

sana uzanmayan ellerimi 

bağışla 

tepelerinden göğüne ebemkuşağı sevdam şimdilerde fırtınadan kalan bir dinilti yalnızca 

sevda dediğin kaç renk eder? 

sorma

bağışla 

söylesene hep orada diye değersizleştirilmeli mi insan yoksa kıymetlenmeli mi? 

yiten şeylerin ardından konuşulmaz 

bağışla 

bunlar son satırlar

son sigaralar 

son içişler 

son kaçışlar 

son sevişmeleri yüreğimin 

bağışla 

iyileşmek için affetmek gerekmez 

seni hiçbir zaman affetmeyeceğim 

en çok bunun için 

bağışla