Bir buhrandır ki dikenli tel gibi sarar halet-i ruhiyemi 

Müteavvic gövdeme merkuz bir hançer gibi ölüm

Kaburgalarıma mıhlanmış bahek söndürmüş, fesada giriftar olmuş taayyüşüm 

Doğumda başlar çünkü halet-i nezi 

Lakin sen daima muğlak, takaddüs 

Bense kaybolmuş na-ka’ryab bir ahadî 

Lakin sen, gözlerin 

Sen ve bahr-i bîpayan olan gözlerin 

Na-behemgâm, kumus eder beni 

Leyalim sarsılır, zulmetten çıkmaz oldu 

Lakin yok mu hayalîn, casûmları unutturur oldu

Lemh-i basarın zulmetime karışıp za’fi oldu 

Bahr-i bîpayanım bilirim damiyen birbastır 

Carih gözlerini göğsüme bastıran inan zevalim 

Ateş-dide ruhumu bî-dâd eden benim

Sana açılan yollar müşfebiktir 

Ben hacisime zaruretim 

Gelme sakın, müstağraktır benim leylim

Azar-resîde olmuş burda ay, ağlamış yine fecr-i kazip 

Azlem hücremde müferric ellerine muğberim 

Ahdep ruhuma vurma bir teber daha

Sen hamidsin, ben kansız bir ahva 

Cevf-i leyli bulamış şimdi ab-ı bade rengim

Duda sarılmış yine cahimî hafirim 

Zulmet kayıtsız artık bu intizara

Cürüfüm derin, müstahildir bu ittisal 

Pejm ile gece, gebe yeni bir intihara

Sen, bahr-i bipayanım 

Ruhumu alan payanım 

Gelme sakın çok acı bu çetr-i anberin 

Solmayacak hatırası cesedime gömdüğüm kanlı amberin