Biri de geldi 

Baş harfini büyük yazdı,

bahrî’nin,

Kalbinin,

Tam üstüne;



Yandı o dönemeçte

Gülmeyi tebessüme çevirdiği

O eşikte


Hüzne gülen bir adamın

Sevdaya çekinik elleri yani


Şimdi

Yazıldığı gibi okunan bir gülün

Avuçlarında topraksızlığı kaldı 

Canım bahrî’nin


Olanı değil

Olması gerekeni gördü yine



Farkına o akşam vardı bahrî

Ölümcül bir toplamın

Dehşet bir kompozisyonun

tam gözlerini kaçırmışken seni bulması

Seni vurması gibi;


Güzel kadınların da güzel şiirler yazdığını..

Güzel şiirlerin, güzel kadınlardan bahsettiği gibi

Farkına vardı

O akşam

bahrî



Üzgün müydü bilemezdik

Gelin görün ki yorgundu

Ne aşkı övecek kadar deliliği

Ne aşka sövecek kadar arifliği vardı

Ama heyecanlanınca ayağa kalkardı ya

-Duramazdı yerinde-

O gece de öyle olmuştu

bahrî



Yanından şehirler geçen dalgın bir tren idi 

gecenin bu vakti hep

-kesişmezdi gözleri değmezdi şehirlere-

Hep bu saatlerde

Düşerdi sorular aklına

Zeytin hiç kızarır mı azizim

Pervazı kızıl kanayan bir pencere

Hangi renk görürdü göğü

Sen söyle bahrî



Az gör

Söndür

Tut şu kanâ’yı



Kimse yazamayınca dargınlığını

Şair bi’ tanıdığına yazdırmış -maliyetine-

Bakmış oturmuyor üstüne, bir şeyler yarım

Eğreti durmuş

Döndürmüş eskisine




Ama ondan önce

İlk kezmiş




Biri de gelmiş.


Baş harfini büyük yazmış.


Bahrî’nin.


Kalbinin.


Tam üstüne.







.

Mirza Şâmil.

Aralık/2023





/Bahrî’nin Hikâyatına Dair/

.