Hasta yuvarlak bir masanın etrafına topladık gençliğimizi.

Çatlak camlardan esen meltemle yıkadık kelimelerimizi,

Ve serçe parmağımızdan bağlıyız kırmızı bir iple girdapta döne döne.

Hasta yuvarlak masa, paspal bir örtü üzerinde.

Seninle ben kırık bacaklar gibi hareketsiz yerimizde,

Seninle ben dünyanın inanmadığı orkideler gibi soluk ve narin.


Rozetim kalbimin yanında.

Biz pembe bavullarla karanlıktan çıkıp geldik memleketimize.

Anası babasını sevmeyen,

Susmakla mükellef çocuklarız palavranın kol gezdiği avluda.

Seninle ben kirli gözlüklerin ardına saklanmış bal gözleriz,

Bir kere çıkarsaydık maskemizi birbirimize,

Bir kere eğmeseydik başımızı,

Kurumayacaktı orkide.