Kirpik gibi çırpınıyor içimin buğday tarlası sakinliği
Sırlar doğurduk gözbebeklerinle nemli cildinin beyazına
Sende ürkek bir renk, ben sapsarı kesiliyorum ruhuna
Yüzündeki mimik çiçek açmak üzere diye kokluyorum
Avuçlarından gelen ışığın yanına uzanacağım bir öğlen üzeri
Bir sarkaçlı sarnıçta sarmaladığım sarmaldan seni çıkaracağım
Ben o sarnıcın yüz bir kez kilitli tahta kapısından vazgeçmedim
Ellerinde, tarif edemediğim turuncu bir adresin ipek şalı
Gözlerimi kapamak, rüzgardan korunmak için değil sevgilim
Birlikte bir t anında, gerçeksizliğe kaçtığımız bir çarede
Yüzünü o gün yedinci kere öptüğüm panoramik ışık demetinde
Ötekilerin ötüşünden ötürü köprücük kemiğimdeki ılık sudan
Üzerime battaniyeler çekiyorum, hoş geliyorsun hep, hep
Derimde kaynayan bir çerçevenin kısa kenarı saplandı
Uzun kenarı kanıyor sana, uzun bakma hakkımın doğum günü
Var oluyorum, yok olmak gibi, yok olmak değil, başım göğe
Nerden biliyorum bu memleketime ulaşma duygusunu
Uçağın kalkış takımı vurur gibi karnıma, ben seni öyle.
Sana varıyorum, varım seninle, her halinle, yara bere içindeyim
Kapalı gişe mevsimler oluyoruz, fırtına bana, gün ışığı sana
Bir günahın mı çocuklarıyız, hayır, sen sevabına yaşanmış tutku
Kova kova yara tüttürdüm boşluklarımdan tutup dışarıya doğru
Sırtına sıçramadı, temizsin, ya sıçrarsa, çamursam
Ödüm kopuyor bulaşırsam tırnaklarına, kafanı kaşındırırsam
Buğulu bugün, ben bal kabağı ile beraber bir atomik boşluğa
Bugün bal kabağının yanında ters iklim kaygısına
Bal kabağı ile kalıyorum arkada, bal kabağı da var
Benim bal kabağına anlatacaklarım var sevgilim
vantilator_pervanesi
2023-07-08T23:45:57+03:00Ne güzel, teşekkür 🌼
La'mia
2023-07-08T23:45:02+03:00:') çok beğendim