akşamüstü, balkonumdaki orkide
gözlerimi üstüme dikerek konuştu benimle
üzerinde binbir motif ve bir desenle
kini diri, nefreti hala taze.
sordu nedir bu insanoğlu, neyden bu kibir?
kitlendim karşısında nutkum tutuldu.
derin bir ah çekip toprağına rakımı doldurttu.
pes ettim dedim, sor ne öğrenmek istiyorsan
hayatın sırrı ya da balıkçının kibirli karısı
yaşamın sırrı basit dedi, şaştım
sen anlat bana kibrini insanın
anlat nedir balıkçının kibirli karısı?
bir masal dedim, tarihi bir düş
eski bir kulübede yaşanmış, yıkık dökük
tam anlatıyordum ki kesti lafımı
onu biliyorum dedi, ben de oradaydım
ama bu değil sorumun cevabı
sorduğum şey neyden, neden?
insan niçin ister hep fazlasını?
insan neden öldürür başka bir insanı?
orkideler öldürmezler mi birbirlerini dedim
hayır dedi, hiçbir çiçek öldürmez sevdiğini.
yine tutuldu nutkum veremedim bir cevap
sordu, niye kibirli yaratmış sizi cenap?
bilmiyorum dedim, eğer varsa
sormalı tüm çiçekler ona
akşam çöktükçe çiçeğim sessiz kaldı.
ben de içtim sonra, toprağındaki rakıyı.
birden düştü aklıma sorunun cevabı
ve ben de anladım balıkçının kibirli karısını.