İçiniz, soğuk. Kuruldu pranga şaşmazlığı. Duvar kırıntısı kaldı önümde 4 kere. Fazla turkuaz bir özenme yortusu, kimsenin evinde kurtlanır. Şöminesi klonlanmış sefersiz bir yanılma paydası. Bugün de üzerimde burulma momenti. Ben bu zamanın tuzlu suyunda duvar kırıntısıyım, duyar kasıntısıyım. İskemlesinden belli, işkembesinden besili, iskambilinden beşli. Lobisi kuş yuvasından bozma, tatsız karambol, karamsar, pürdikkat, pilini çıkardım ben de zamanın. Şal desenli gölgeleri de gördüm, pullu derilerin peyzajında da yüzdüm; küf kokulu kalemim led lambaların da güvertesi, göçük haritalarda kayıp manyetik çöllerin de güvencesi. Makarasında faydasız serbest oklava, kolaçan etme, medeniyet, zımparaladım ruhumu, aseton, kırıcı palet, sarmaşık yakut, zımparaladım ruhumu. Zımparalasın ruhumu, coşkusuz sargı bezlerini temizlese, taslaklarda pasaklı geçirgen hileli zarları atar. Köşesine ben çekilirim, kuytusuna ben itilirim, kofrasına ben sigorta, klişesine denk bir mutlak kavga, kaygısız çömlek ve potluk yaratan porselen sırıtma. Bu paydanın pozu, porsuk, posalarında kusursuzluk. Kusursuzluğuna bakma, kusmuş ve karıştırmış aklını. Zımparaladım ruhumu. Düzenin, dönmeyen devranını devraldı kahraman püskül. Lav kadar farklı bir çark bu. Ben zımpara, zıplama aklımda. Zımbalamadım ruhumu. İlişik, bir külüstür yalvarıştır şimdi. Bir tutam geri tozu, geçmişin yüklüğünde bir yün yordam. Yolumdan sapaklar büyüttüm ben. Kim kirletmesin, kin. Vanası yok bu şoke olmuş yer altının, saflığın yeri değil. Provası şile bezinden, draması şikeli.