Karanlık dalgalandı bir damla ışıkla. Dalgalar giderek genişledi, dağıldı ve parladı. Uykusunda olanlar uyanmaya başladı. İlk sabaha uyanmıştı uyananlar. 


Süzüldüler dalgalanan karanlığın içinde. Birlikte var ettiler bu diyarı. Yokların varlığını, varların yokluğunu. Dalgalar küçüklü büyüklü adalar oluşturdu karanlığın içinde. Bir şeyler daha uyandı içlerinde. Duygu dediler kendi kendilerine iradeyle birlikte. İadr... Bunu kendileri koymadı, sanki hep vardı veya onlarla uyandı. Saygı hissetiler ona karşı. İadr onları selamladı. 


İadr, her uyananın kendisine özel bir biçimde gözüktü. Bu yüzden bazıları saygı duygusunu bastırdı ve İadr'in selamını kabul etmedi. Bu sayede denge ortaya çıktı. 


İadr'in ilgisini bir şey çekti. Onca uyananın arasında bir varlık, bir ışık...

Svei parıl parıl parlıyordu. İadr ona yaklaştı, kendisi karanlıktı. Svei'ye kendi ışığını göstermek istiyordu ama kendisi parlamıyordu, onun yanında sönük kalıyordu. İadr elini kapadı ve açtı, elinde bir prizma vardı. Prizmadan seken ışıklar Svei'nin ilgisini çekti ve İadr'i gördü. 


O anda diyar; karanlık ve ışıkla birlikte var oldu.