Bir bavul topladı alelacele

Bir hırka attı, bir kitap

Tuttu bir geceyi karanlığından

Birkaç yıldız attı, bir parça ışık

O küçük gürültülü evden

Biraz sessizlik aldı

Duvardaki bakışlarını aldı

Sudaki yansımasını

Aynayı kırdı, bakamazdı bir daha, almadı

Pıhtılaşmış korkularını aldı

Bir kitap arasından yarasını aldı

Dolap altındaki defterini açtı, sırrını aldı

Kalemindeki mürekkebi akıttı bavula

Bir kaç damla yaş kurumuştu yanaklarında

Tuzlu, sessiz bir acı bıraktı

Dolmuyordu kahrolası, ne derin bavulmuş

Durmadı, kâbuslarını aldı

Uykusuz gecelerinden ninnilerini aldı

Başını okşadıklarından birkaç tel saç aldı

Bıraktı anne babasını

Bir çocukluğunu aldı yanına

Bir şiir aldı başlıksız, yarım yamalak

Bir türkü tutturdu

Çatıya çıktı, bir parça güneş aldı

Yalnızlık aldı yanına, biraz su, bir sigara

Bir ateş aldı rüzgara karşı

Dolmak bilmiyordu bavul,

Gençliğini aldı

Kahkaha da atmıştı elbet, gülüşlerini aldı

İnce iplere asılı bir kaç anı aldı, nemliydi

Çıplaklığını aldı, asi ve utangaç

Başkaldırışlarını aldı ama yine dolmadı bavul

Bavula da başkaldırdı

Bir kalem, bir defter, bir mendil

Dostluklar biriktirmişti, onları aldı

Perdelere kavgalar sinmişti, onları aldı

Kapattı pencereyi, manzarayı aldı

Küller savrulmuştu,

Tuttu her birini toz etmeden narince

Rüzgarla dans etsin diye külleri aldı

Karşı apartmanda bomboş bir çift göz vardı

Anlamsızlığı aldı onlardan

Belirsizlikler yapışmıştı ceplerine

Onları aldı

Koltuktaki ağırlığını aldı, adımlarındaki ürkekliği

Bir çift terlik aldı, diş fırçasını, tarağını

Bitmek üzere olan rujunu aldı

Dolmak üzereydi bavul, boşluğu aldı

Derin bir nefes aldı sonra

Sırtladı bavulunu

Yolluk gerekti, birkaç selam ve iyi dilek aldı

Konuşmadı hiç, cümlelerini bıraktı

Sonra bir nefes daha aldı

Sığmadı nefesi

Bavul patladı, emekleri saçıldı yerlere

Hevesi kırıldı, eline battı

Dokunmadı hiçbir şeye

Bir ceketini aldı, kapattı kapıyı.