Bir kulum, dolu değil fakat boşta değilim. Bilgiden değil bu doluluk oranım, bu oran erken koşmanın yorgunluğundan kaynaklı. Bir dakika.. ben mi hızlı koştum yoksa dünya mı çok hızlı döndü? Bu ikilemde uzun süre kalacağım fakat şuan tek kalmak istediğim bir nokta var o da her üzücü olay da "çocuk" olabilmek...


Yoğun bakım koridorlarında babamdan görmüş olduğum uçan balonu almak için ısrar etmek istiyorum, içeri de yatan hastanın yakını olmayı değil.


Cenaze evinde gülerek oynayan çocuk olmak istiyorum, elimde bir ekmek parçası ile sağa sola koşmak istiyorum. Lâkin o zamanda anlardım bir farklılık olduğunu çünkü annem kesin döverdi beni "her yer ekmek kırığı oldu" diyerek. En iyisi mi mezarlıkta anlamsızca çiçeklere bakan çocuk olmak isterdim, o zaman da beyaz mermer taşları ürkütürdü beni.


Ölümü bilmeyecek kadar bebek olmak isterdim. Cenazenin yakını olmak yerine huysuzlanıp ağlamak isterdim, böyle hatıraları düşünüp ağlamak ve geride kalanları hatırlamaktan iyidir bebek olmak.