Bu kişi kim, bilmiyorum. Nereden çıktı karşıma diye düşünüyorum, hatırlamıyorum. Belki bir öğrenci ismini söylemiştir ve ben de "kim ola ki" diye açıp bakmışımdır. Hâlâ kim olduğunu merak etmiyorum ama resimlerden anlaşıldığı kadarıyla bir şarkıcı bu. Ancak önemli olan bu değil; benim dikkat çekmek istediğim, bu şahsın hiç kimseyi takip etmemesine rağmen milyonlarca takipçisinin olması. 'Takipçi' büyülü bir kelime, değil mi? Belki sizler de fark etmişsinizdir zira artık sosyolojik bir vakıa, takipçi olmak.
Düşünün ki siz birini takip ediyorsunuz ama o sizi takip etmiyor. Elbette bir şekilde ünlü olmuş birilerinin herkesi takip etmesi olanaksız. Peki ya hiç mi arkadaşı, ahbabı, aile bireyleri yok bu zatın? Biliyorum, bunun gibi birçok hesap profesyonel ekipler tarafından idare ediliyor. Yani bu tip ünlüler paylaşımı kendisi yapmıyor, sadece neler paylaşıldığından haberdar oluyorlar. İşte burada, o kritik soru geliyor aklıma, karşımızda gerçekten o ünlü kişi yoksa, paylaşımları neden beğeniyor ve yorum yazıyoruz?
Ne oldu biliyor musunuz; sosyal medya ile insanlar, ünlülerle arkadaş olduklarını sanmaya başladılar. Onların gönderilerini beğendikçe arkadaşlıkları perçinleniyor, yazdıkları yorumlarla bir nevi onlarla sohbet ediyorlar. Öyle mi gerçekten? Bakın, işte şu yukarıdaki resim, ünlü denilen kişinin kimseyle arkadaş falan olmadığının en açık göstergesidir. Burada fotoğraf beğenen, yorum yazan insanlar sadece bir sayı, istatistiksel bir veri ve reklam gelirlerinin alelade bir parçasıdır. Ama asla ünlü kişinin arkadaşı değildir ve olamayacaktır.
Tıpkı 'takipçi' gibi, 'beğeni' de büyülü bir söz bence. Siz de kendinizi, paylaşımlarınızın sadece beğeni sayısı ile ilgilenirken yakaladınız mı? Yani en yakınlarınızı ve sevdiklerinizi, beğeni denilen istatistik veri torbasına tıktınız mı?
Kuşkusuz ki insanlar ve onların her türden davranışları, dev şirketler tarafından bir veri yığını olarak depolanıyor. Zaten kapitalizm, insana başka ne sunabilir ya da insanla başka ne yapabilir ki? Ancak işte burada bir başka şey var yani istatistik verisi olmayı en başta sen, kabulleniyor ve bir sayıya indirgenmeyi içselleştiriyorsun. Neden?
15 Haziran 2022
Gültepe
umutulas
2022-07-06T08:06:43+03:00ceresaki arkadaş, teşekkür ederim. Var olasın.
umutulas
2022-06-16T12:55:50+03:00Zeynep hanım, beğeni bağımlılığı ya da esasen haz bağımlılığı diyebiliriz bu sürece. Sayısal değere indirgenme de bu sebeple zaten.
Zeynep
2022-06-16T10:40:07+03:00O kadar doğru ve güzel bir yazı ki... Artık hiçbirimiz buna kafa yormuyoruz bile, yeni bir normalimiz oldu. Beğenen kişinin öneminden ziyade, beğenen kaç kişi olduğuna odaklıyız. Maalesef sağlıklı bir yaklaşım değil. Uzun vadede daha mı kötü olur yoksa eskiye döner miyiz bilemiyorum... Kaleminize sağlık.