Gelirdim her gece
aynı sokak, aynı köşe
aynı pencerenin altına
beklerdim öylece
sonra derin bir nefes alırdım
üst üste sigaralar yakar
hayallere dalardım
aslında ben oldum olası karanlıktım
kendimi bildim bileli
karanlıktan korkardım
ama sen oldun olası güzeldin
hep ışıkların yanardı
Şairin dediği gibi:
"Şimdi seninle göz göze gelmek
ne güzel bir intihardır."
bilmeni isterim ki mihri-mah
ben senin bir gülüşüne dünyayı
bir bakışına gençliğimi yakardım
sonra bir güneş doğardı üstümüze
sen usulca perdelerini açardın
konuşmazdın, susardın
ben söyleyemediğin her şeyi
gözlerinden anlardım
unutur musun diye sormuştun ya
söylesene ben seni gülüşünden öpmüşüm
sence unutmak kolay mı?
öylesine tuhaf sevmişim ki seni
şu an tüm evrende bir yangın çıksaydı
mesela tüm dünya alevler içinde yansaydı
umurumda bile olmazdı
ben yine sadece gözlerine bakardım
çünkü ben sana mecburdum
gözlerin bana tuzaktır
geceler ışığını kıskanır
çünkü, ay güneşe tutsaktır
tuhaftır ki
ne zaman gözlerimi kapatsam
sen gelirdin aklıma
gülüşünde bir papatya
ve elinde bej rengi bir hırkayla
keşke daha önce tanışsaydık seninle
ilkokul çağlarında mesela
o zamanlar göz göze gelseydik
en sevdiğim kokulu silgimi bile hediye edebilirdim sana