Seninle olduramıyoruz bazı şeyleri. Hani bilsem ki gerçekten işe yarayacak, silinecek senden hatıra hüzünlerim, hemen göğsümden çekip alacağım kalbimi. Bir seferlik de ben gidebilir miyim? Canım çok acıyor. Bir kez de sen beni bekler misin? Sana ulaşmak için benden vazgeçen gözyaşlarımın haddi hesabı yok. Artık onlar da olmadığına göre içimdeki yangını nasıl söndüreceğim. Bana biraz yardım eder misin? Bir seferlik de sen bekler misin?


6 ay sonra üzerine düşündüğüm sen muhasebesini mürekkeple somutlarken olanların hiç farkında değildim. İçimin ne derece mahvolmuş olduğunu, ne kadar boş duraklar barındırdığımı fark ettim. Ellerim titriyor ama bu seferki kanımla alakalı değil. Canımla, seninle alakalı. Aklım sana oyunlar oynamamı söylüyor. Bu zamana kadar birlikte diktiğimiz güven kulesini tepetaklak etmemi istiyor. Sanki Şems-i Tebrizi’ye gönderme yapıyor.


“Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?”

Şems-i Tebrizi

19.17  10.10.21