Asma yapraklarından kucağıma toplandı bahar serinliği

Ve muzaffer bir altın küpe oldu kulağıma.

Gökten saçlarına aktı yıldızlar ercümentin.

Beni niye anlamadığını ve bunu niye umursamadığını ölçtüm termometremle. Söndü paslı civası ve ellerim, ellerim dişlerimde kulaç attı gergin.

Yokuşlar yataklardan rahat mıdır? Hiç öğrenemedim.

Yokuşlar elle tutulur ama yataklar değil.

Bir dağ kadar yüce kalbin, ahımı bastırdı içinde ve yuttu tükenmişliği.

Uçurumlar intihar için yaratılmadı.

Sen benim için yaratılmadın.

Yanaklarım pembeleşti, buz kesti parmaklarım.

Çünkü seni dilendim ve rüyalarımda bile beni sevmedin.

Çivisi parlak bir yatak aldım, düşmeyi koşmaya tercih ettim.

Kusurluyum, akıttığım her mürekkeple adını şekillendirdim.

Yüzsüzüm, sırtını güneş belledim

Ve yaftaladım, senden daha iyisini görmedim.

Çöllerin adı var içimde, çölünü büyüttüm içimde.

Yosunlu bir mızrak verdim eline, biliyorum işte.

Ben biliyorum, beni öldürmene izin verdim.