Benden uzak yerler, benden daha fazlasını barındırmıyor bünyesinde.

Yahut yine de kaçmalıyım çünkü olmak istediğim tüm yerler uzaktan çınlıyor.

Uzaktan flörtleşiyor benimle tüm harabeler.

Ve harabeler uzaktan çok güzel.


Sana nankörlük aşıladılar.

Nankörlük karıştırdılar kanına.

Bir çift zincirle tutabiliriz sandılar ki yanıldılar.

Seni boynundan şah damarıma mıhladılar.

Kesip atamayacağım bir kangren yaptılar seni.

Kuduz bir köpek gibi köpürttüler ruhunu.

Sana paslı bir hayatı zorla yutturdular.

Yetmedi peşine kusturdular.


Benden uzak yerler, benden daha azını barındırmıyor bünyesinde.

Yahut yine de kaçmalıyım çünkü olmak istediğim tüm yerler daha hafif içimden.

Hepsi uzaktan, uzaktan bakıyor gözlerime.

Utangaç bir aşık gibi baş eğiyor yaklaştıkça.

Ve aşıklar uzaktan çok güzel.


Sana bir dik baş bir de deli gözler aşıladılar.

Sana ne yaptılarsa gölgesini sırtıma yapıştırdılar.

Nerde resmini astılarsa çerçevesini boğazıma çaktılar.

Buğulanıyor toprağın.

Bulutlanıyor bakışların.

Üzerini çizemeyeceğim bir satır yaptılar seni.

Parçalarını çok uzaklara savurdular.

Un ufak ettiler.

Yetmedi yapışkan ruhumuzu ayrıştırdılar.


Senden uzak yerler, hiçbir şey barındırmıyor bünyesinde.

Yine de kaçmalıyım ki andım olsun döneceğim geriye.

Senden uzak yerler, benden fazla bünyeme.

Geriye sığ bir yutkunuş bırakacağım.

Tüm doğurgan kadınlara neşeli anılar sızdıracağım.


Yetmeyecek, kanatlanacağım.

Yetmeyecek, tüm limanları yakacağım.

Sığınacak bir omuz bırakmayacağım.

Yetmeyecek, rüzgardan kentler yapacağım.

Sana ulaşmak için.

İçim, içinden taşsın diye neşeden pabuçlarla asmalı konağına koşacağım.