Aklım bulanıyor.

İlkel duygular çorbası,

Bulandırdı aklımı.

Huzuru arayan ruhumun,

İsyan ediyorken varlığına,

Barış için savaşan aptallardan,

Üstün bir tarafı kalmıyor.


Aklım bulanıyor,

Hikayeler yazıyor,

Korkular yaratıyor,

Hiçliği elinde tutuyor,

Hiçliği elinde tuttuğunu sanıyor...


Bir yol var,

Yürüyor ruhum,

Bedenimin yürüdüğü ne?


Ses tellerinin çıkardığı sesleri,

Cümlelere dönüştürmeyi bilen aklım,

Düşünmeyi unutalı epey olmuş gibi,

Unuttuğu tek şey düşünmek değil gibi.


Nefret diyarı,

Çamur sanatı,

Kandırılma diyarı,

Öpme sanatı.

Sevilmek nedir?

Sevmek?

Tek bildiğim,

Bilmeme sanatı.


Bilmediğimi bilmek,

Soğuk su yakıyor dilimi,

Nasıl donar kürküyle insan?

Efendi,

Sobanız yok,

Peki ya evinizin çatısında ki baca?

Dumansız ateşler yanıyor,

Bu körpe,

Duman yok diye mi donuyor?

Evvela düşünmeyi öğrenen,

Neden sadece konuşuyor?


Aklım bulanıyor,

Kustuğum biçimsiz cümleler,

Tükürüğü sineğin,

Tükürüğüme karışır,

Beni irite eder,

Ekmek yedik, sohbet ettik,

Masadan kalkan neden üzerini silkeler?

Şarapçının elbet vardır şarabı,

Şarapçı neden sadece çay içer?

Biçimini kaybetmiş bulantılı ruh,

Elim olmasa,

Ağzım kaleme gider.