Bir adam vardı zamanın birinde 

Gözleri, gecenin karanlığından

Saçları şarap kokan, gülüşünde ölüler olan adam

Ruhu sarhoş, kendi huzursuz

Her gece kendi dursa düşünceleri sokaklarda serkeş dolaşan

Geçmişte o sokaklardan birinde katletmişti çocukluğunu

Ceset olarak yaşamak daha mı iyi katletmekten ruhunu?

Kırmızı reçeteli insanlar, yasaklı ilaçlar

Ruhu cennet, bakışları cehennem 

Hayatı araftan ibaret adam 

Bir gece ansızın yakmış çocukluğunu 

Son kez doğmuş küllerinden 

Titrek sokak lambası şahitmiş

Kim olduğunu merak etmeyin siz

Adını duyduğumda bir yıldız daha konduracağım kafamdaki uçuruma

Joker ya da V for Vendetta

Kavramsal karmaşa ya da sadece kargaşa

Doğal kalabilmek için fazla kimyasal hayatlar

Düşünceleri bir kadının ruhuna bulanmış şimdi

Aklına gelince bir zambak kondurmuş camın buğusuna

Bi elinde bıçağı diğerinde sigarası

Kafasındaki darağcının önünde dikilen cellat gülümsemesi

Şimdilerde elinde renkli kutularda boyalarla

Denize çıkan kimsesiz sokaklardan birini boyuyor

Önce siyaha, sonra on renkli gökkuşağına

Sabahlara kadar bıkmadan, bırakmadan

Bir duvarı boyuyor, bir ruhunu

Elinde nasırlar

Çiziyor ruhunu ruhuna düğümlediği kadını 

Kadın istemişti birbirine düğümlemeyi ruhlarını

Bir de demişti ki 

Saklar mısın beni ruhunda ya da zihnindeki karanlıkta?

Masum bir tebessüm daha firar etti mühürlü dudaklarından

Duygusal çocukların hayal kırıklıklarıyla dolu oyun parkı

Can vermek için görülen tatlı rüyalar

Onun için ölüme inanmak sonu kabullenmekti

Kendi sonsuz cehenneminde yaşamayı seçmişti

Ama ölüme gizli tutkusunu da hiç reddetmemişti

Mon Amor, Mi Vida 

Je sais que tu m’aimes aussi

Senin bana ihtiyacın olduğu kadar benim de sana ihtiyacım var

Yağan yağmur bedenimize yapışmış günahları da götürür mü peki?

Sanırım bir labirente hapsolmuştu

Daedalus’un Labirenti ya da Ariadne’nin İpi

Çok şey vardı, içinde boğulacak gibiydi 

Nefes alamıyordu, devam edemiyordu

Sonu olmayan, alaz alaz yanan çöl kumlarından

Bir çöl vardı içerisinde belli ki 

Bir tek o vardı, o çöldeki vahasıydı

Acaba serap mı görüyordu, hayalden mi ibaretti

Vivi e lascia vivere

Tanrı’ya ulaşmak için inşa edilmiş Babil Kulesi

Varoluşun ortasına dikilmiş gökdelenler

Sözlerini birbirine bağlayıp intihar etmek istemişti

Acaba ölse tekrar doğar mıydı zambağın yüreğinde

Yarın olmaz şimdi,

Yok ki yarının garantisi

Kolları özgürlük mahkumiyeti

Ağır roman ya da Pulp Fiction 

Biraz da sen anlat İstanbul

Saçları şarap kokan adamın hikayesini dinledin 

Anlat ki uyuşturayım kendimi

Kadehin boşalmış 

Uzat da doldurayım

Yine sek mi olsun seninki?

Nereden geldik ve nereye gidiyoruz ki

Bu arada siz de tek elle yumurta kırabiliyor musunuz?


-Kordinatları Belirsiz Uçurumun Yüreğinde Açan Zambak ya da Sadece Zambak