Bilirdim onu bütün çıplaklığıyla
Omuzlarından dökülen saçları
Akardı herhangi bir nehrine Anadolu'nun,
Yel eserdi eteklerinden,
Ben savrulur, dört yanım savrulurdu...
Oturur bir akçaağacın serinliğine
Ay ışığı düşer perçemine.
Gözleri kamer bana, ben ona mehtap.
Bin yıldır konuştum ellerinle,
Şimdi ise susuyorum.
Bütün ayak bastığım toprak parçaları adına,
Uğruna savaştığım bütün kadınlar adına
Ve senin adına susuyorum.
Yakılmamış ağıtlar dağlıyor yüreğimi
Hangi nehir bu söyle?
Hangi ağaç kalabalığının ortasındayım?
Bin fersah denizin dibinde
Bin fersah fezanın üstündeyim.
Bilirdim seni bütün çıplaklığınla,
Omuzlarından dökülen saçlarınla.