Bilmem ki neden çıkmazsın aklımdan,

Her gün bir şiir yazarım,

     ilham alıp fotoğrafından.

Senin zamanında giydiğin kıyafetlerim,

Bu zamanlarda hüzne boğar beni.

Bilhassa siyah beyaz hırkam.

Bilmem ki neden,

  neden cesaret edemem

           karşına çıkıp iki çift laf etmeye.

Sormak isterdim halini hatırını,

Beklediğim her an meraktan çatlarım,

Özellikle bu havalar,

Beni benden alır hep bu Nisan,

Bilmem ki, bilmem işte

Bazen de bilmek istemem,

Yazmak için acıyla doldururum kendimi,

Ki sen buna çok kızardın,

         inadına mutlu ederdin beni.

Bu satırlar, benliğimi bulmama yardım etti,

Senle ayrılalı aylar geçti,

Yeni sevgili yapmaya tövbe ettim.

Senin adına dinlediğim şarkılar,

Her an kulağımı tırmalar.

İşte böyle zamanlar en iyisi yazmak ama,

Bilmem ki neden çıkmazsın aklımdan.


Bilmem ki neden,

   neden kapadım kendimi dört duvara,

Şimdilerde yemin içtim denizlere açılmaya,

Ve sonrasında mutlu hayaller kurmaya,

Fark edince içinde senin olmadığını,

Düşler anında kâbus oldular.

Beynimde küçük bir casus var,

Kötü fikirler yayıp kaçmaya meyilli,

Ben de bir şeytan yarattım iyi mi,

Casusun fikrini değiştirsin.

Bilmem ki neden değişmez fikirlerim,

Bazıları var ki,

     saygı duymayı öğrenemedi gitti,

Ben de onlardan nefret ettim.

Bir an tepeden kendime baktım,

  işte o an gözüm açıldı

  etrafımda kimse kalmamış.

İnsanların içinde sevgi taneciği olsa,

Yeşil ve mavi dünyayı sarar.

İnsanların içinde dürüstlük olsa,

Dargınlık olmaz göz yaşında.

Bilmem ki nasıl anlatsam, nasıl

Nasıl size derdimi, bir dert ki

yürekler acısı, bir dert ki, düşman başına.


Bilmem ki neden uzun zamandır 

     şiir roman okumam,

Kızarım da kendime, uykularım da kaçar,

En azından elim cigara değil kalem tutar,

Şimdi fark ettim, uzun zamandır müzik de çalmam.

Bilmem ki, bilemem

Kötü şeyler üst üste gelirken,

Zorluklarla başa çıkmak lazım mecburen.

İntihara meyilim yok da,

Odamda üç bıçak barındırırım

        bilmem ki neden.

Bilemem dedim ya, uğraşmam çoğu vakit,

Çünkü insanların çoğunun düşüncesi basit,

Dış gözü önemsediğinden içi dolar asit,

Aramıyorum onların davranışlarında bir kasıt.

Eğer hayat ibaretse sadece bir kesitten,

Belki gelmem lazım sana

     sarılmaktan yorgun düşmeliyiz.

Eğer hayat dediğimiz bir bilet ise,

Seni içeriye kaçak sokmayı göze alırım

     yanmak olsun sonu cehennemde.

Eğer hayatta gidiş var dönüş yoksa,

     ki hemfikiriz bu konuda,

El ele tutuşup atlayalım

      hayat denen kanyona.

Varsın ölüm olsun sonu,

Nasıl olsa tenimde senin kokun,

Kulağımda sesinin binbir tonu,

Böyle gitsem cehenneme ânında buz olur.

Bilmem ki neden,

Neden cümlelerim bu kadar kısa,

Ya da neden bir hikâye yazmam.

Galiba içinde sen olsan da olmasan da,

O hikâye ağır dram kokar.

Seni kağıt bildim kendimi mürekkep ve kalem,

Bu yüzden uzun sürmedi bizim hikâye,

Hâlbuki serseydik hepsini ortaya,

Hikâye, olurdu sana bilmem kaç cilt roman.

Bilmem ki aşk neden bu derece kuvvetli,

Seni unutmaya çalışmak inan ki çok külfetli,

Ah be sevgilim, kendini çok özlettin,

Her gün seni anarım, unutmak ihanettir.

Sen yokken sakalımı okşayacak kimse yok,

Elimi terleyene kadar tutan,

Gözüme uykuya dalana kadar bakan,

Dudaklarım kuruduğunda öperek ıslatan.

Bilmem ki neden bunca uzun sürdü cümlelerim,

Arkada çalarken umudu olan Mazhar abim,

Ben hâlâ üzgün, hâlâ bilinmezler içindeyim.