içinde tebliğ edecek şeyi olmayan bir peygamber,

çekildiği inzivada yakarışlar icat etmekte.

biliriz, bir yenisi yok bunun, ne olabilir

altıyla üstü bir; içini çek, toparlan ve git

yok ki aşk denilecek yaradılış reçeteleri




gitmek, soluk soluğa gitmek

'bizim zamanımızda' gibi bir şeye takıldı,

bütün ayaklar kuyruklarda evrildi lanete

toparlanan; gidemeyip kendinin altında kaldı

berbat bir şeymiş, böyle bir akla imkân vermek




boşluklarına şiir doldurduğu hayatı okudukça,

günlerle gıcırdıyor eskimiş göğsü

biliyor ki çare değil bu kadar...

diyor ki; budur kavuşamamak

sonunda anlamıyor bu kadar sözü

hatta inlemesini bile istemiyor artık,

aklı biraz yükselsin arzusunda

fakat kiminle bölüşecek bu çiğ göğü

buralarda bir yerlerde bitmesi gerek




"debelen ey akıllanmanın elçisi

için yetmedi, vermiyor meyvesini

vermesin... ye, bitir, büyüt kendini

büyüt ki altında kalsın dünyanın kiri " !