sabah uyandığım ve gayriihtiyari baktığım aynalarla ters düştüm,

etime dokunuyorum,

göğsüme, kollarıma, avuç içlerime.

bir yabancının dokunuşu gibi irkiliyorum.


saçlarım eski neşesini yitirdi,

yüzüm artık kalabalıklar arasında kendini hatırlatır gibi değil.


eskiden kendimle karşılaştığımda,

bir bulut gülümser gibi sevinirdim.

şimdi sokaklarda gece yürüyen bir kadın gibi tedirginim / ki zaten bu ülkemin doğal ve mecburi istikameti.

kendime merhamet ettiğimde başa çıkabilecek gücüm vardı.


artık kendimi istemiyorum demenin de bir anlamı yok,

bu hallerle barışmama ihtiyacı yok hayatımın.

istedikleri uyanmam ve kimse için bir sorun çıkarmamam.

kavgalarım sessiz olmalı, gözyaşlarım restoran tuvaletlerinde saklanmalı.


pencerelere baktığımda dünya çok kalabalık,

herkes bu kalabalığın içinde akışkan,

ben aralarına karışmak için bildiğim bütün eski numaraları hatırlamalıyım,

her şey, her gün eve tekrar dönebilmekten ibaret.