Elimi tutar mısın demiştin ya, ben bırakıp gitmiştim seni, işte geri geldim ve buradayım sevgilim...


Korktum ben hep korktum... Neden diye sorma, liste çok uzar. Yarından korktum, dünden korktum yeri geldi saatlerden, anlardan bile korktum. Bilmediğim benim için muamma olan her şeyden çok korktum ve çareyi hep kaçmakta buldum. 


Dur durak bilmeden kaçtım da gerçekten kaçabildim mi yoksa kendimce kaçtığımı mı sandım işte orası da muamma... Şey gibiydi, güneş ışıklarının evine girmesini önlemeye çalışan bir insan gibi. Var gerisini sen düşün ne kadar başarılı olduğumu. 


Şimdi diyorsun, bu deli gecenin on ikisinde benim kapımı çalıp bunları neden bana anlatıyor diye...

Anlatıyorum çünkü artık korkmak istemiyorum, kaçmak istemiyorum. Senden ve senin aşkından da kaçıp gidersem içimde büyük bir yıkım başlayacak. İşte o zaman kendimden kaçmak zorunda kalacağım. 


Buradayım ve ölesiye korkmadan seni sevdiğimi haykırıyorum. Gelecek, geçmiş, yarın, bugün hatta şu andan bile inan korkmuyorum ve düşünmüyorum hiçbirini. Sadece sen varsın, sen, senin sevgin hepsine galip geliyor. 


Güneş ışıkları odama giriyor, zaman kavramı birden yok oluyor gözlerinde, gülüşlerinde toprağa can veren yağmur taneleri oluşuyor. Dünya bir anda güzel bir yer oluyor benim için. Gelecek kabuslar, korkular değil umutlar bırakıyor yüreğime. 


İçimdeki savaşlar, kabuslar, korkular savaş meydanında aşkıma yenik düştü. Kazanan sen oldun, ben oldum, sonra biz olduk. İçimdeki savaş bir çift gülen gözde sulh oldu sevdiğim...