Anne babalar, geleceğin anne ve babaları. Bu yazımda en çok size sesleniyorum!
Çocuklarınızı öncelikle anlayın. Bir çocuk bir yerde ağlıyorsa, çocuk kendini yerden yere atıyorsa orada durun. ''Sakin olduğunda, ancak birbirinizi dinleyebilecek hale geldiğinizde onunla konuşabilieceğinizi'' söyleyin. Bu konuşmayı gerçekleştirirken kelime telaffuzunuza dikkat edin. Karşınızdaki çocuk değil, kendi başına - yaşıtınız olan- bir bireymiş gibi konuşun, anlatın, içinizdekileri dökün. Bunu insan içinde değil, baş başayken gerçekleştirin.
Evet, anlatın demiştim. Sonrasında anlayın, onu dinleyin. Konuyu değiştirmeden, gözlerinizi kaçırmadan dinleyin. Unutmayın, onlardan öğrenecek çok şeyimiz var. Onların dünyasından kapacağımız çok şey var. Ona duyduğumuz sonsuz saygıyı ancak böyle anlaşılır hale getirebiliriz. Saygı ise beraberinde güveni getirecektir, sevgiyi getirecektir. Ve inanın. Tam da bu noktada, aranızda mükemmel bir arkadaşlık başlayacak.
Nisa
2020-08-05T00:05:05+03:00Diğer yazılarınıza kıyasla edebi yönü sönük kalmış. Evet toplumsal bir gerçeği ifade etmişsiniz ama bunu kendi üslubunuzla güzelleştirebilecekken biraz yüzeysel kalmış.
Fillemorte
2020-08-04T20:50:16+03:00Anne ve babalara düşen sorumlulukları bir çok zaman almadıklarını görüyorum çevre de. Keşke böyle olmasa ve keşke herkes anne, baba olmasa. Dünyaya bir can getirirken her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmek gerek.. Kaleminize sağlık..