Kapat kapıları soğuk girmesin

Bilmedin bir mihnetten nasıl çıkılır

Ateşler tutulur da gam uyutulur

Zaman alır, acının en karasını

Seven uyur sevilen unutulur bilmedin


Bak, mevsim fırsatları gibi kapında bir keder

Kuruldu, aldı vaktini götürdü kim bilir

Eskiyorsun, eskimek pıhtı tutan bir yara

Kalır senden sararmış yüzün başka zamanlara

Anlarsın da sızıp kalmak istersin koynunda

Anlarsın büyük ayıp

Kavga da biter nihayet sevda da


Ben şimdi gelip dönmelerin veyseliyim

Yorgunum başka ihtimallerin güzeli

Bir yanılmış terzinin tutulmaz eliyim

Ar gibi çeşmelerde yüzüm kurur anlamam

Yıkasam, ağlasam kara bu insaf ak olmaz

Nasıl öyleyse, nerede geleyim?


İstemem söyleme beni, verme tütününden

Solgun, gül yakanda bir düğme gibi solmalı

Ya üflemeli kan sürülen bir nefes gibi yüzüme

Ya unutnalı.


Giyme hırkanı yeniden

Girme koynuna yalancı güneşten kışların

Yine bil önüne eğilen başından

Kapılma ihtişamına alkışların.


Yanılırsın, anlama

Gücenirsin, ağlama

Şimdi burnundan çektiğin nefes kadar senin değilim

Örtündüğün duvarlardan,

Çekilip yollardan en uzağa kadar

Uzattığım ellerimi kaldır at çözülürüm

Beni sana bağlama


Canımdan uzağım bende takat yok

Taşıtmam inatçı güvercinlere umudu

Islandı defteri sözlerin

Tazesi zeval oldu, çiçekler soldu

Kaldım uzakların da uzağında

Kesmedi gözüm, yürünmez yoldu.


Gelemem yılanlara kuyu

Ar tutmaz çamuruna can suyu

Artık söksem alınmayacak bir huyu

Delirip kanatamam, hakkın eksilmesin


Yolunu bilemem.


Kapat kapını yine de

Üşümek alnına yazılır da

Soğuk girmesin.



Fotoğraf: Ecre Begüm Bayrak