Maviyi aklamasın sabah
Ve bir mevsim göçmesin kuşlar
Semtimden havalanıp konsunlar Ankara'ya
Ben senin için şair olmayı göze almışken
Sen benim olmayı göze alamadın bir türlü
Yumruk sıkmak basit değil
Oyunlar istedin henüz doğrultamazken belini
Öğretememişler sana
Belki de sen asmıştın bir sabah dersini
Yanılıyorsun!
Senin işin değil kavga
Ve bir mevsim esmesin rüzgar
Oflar taşısın tozları Mamak'a
İki kolundan ayrı yana geçirdim kollarımı
Çarmıh gibi sırtlandığım ceketimden içeri
Meydan meydan dolanıyorum şimdi
İnfazımı bulmaya çalışıyorum
Ve gölgemde de saçlarından bir parça
Karayı aklamasın bu gece ay
Damarlarım gibi etimi saran bu duygu da ne
Nedir ne içindir bize bu yılgın öğretisi sevdanın
Sürünmek koca bir ömür
Yalnız bir günü var kanadın
Kara tahtalarda gördüğüm kimin teridir
Sesi geliyor loş ışıkta sevişenlerin
Sokaklarda tek gezinen bir tek ben varım
Sigarasını sevi naraları ve meşakkatleri altında içen
Bir tekil ben
Sen sustukça
Devamı gelesi geliyor kelimelerin
Daha da bağırmada sirenler
Ve bir gün maviyi aklamasın sabah
Adında bir sır olarak kalsın
Senin gizinle anılsın Ankara
...
Ve haftaya çarşamba kopacağım senden
Bunu da mıh gibi kazı aklına