Bazen kalemimi alıyor ve yazmaya çalışıyorum. Fakat sadece bakakaldığım bu anlarda, kelimelerin bana çağrışım yapmadığını fark ediyorum, biraz deniyorum belki bir şeyler çıkar diye. Ancak öyle inatçılar ki birleşip cümleler olmaktansa sessiz kalmayı tercih ediyorlar. Belli ki bugün canları sıkkın, bir şey onları üzmüş. Bir şey büyülü bedenlerine acıklı bir dokunuş yapmış.

Peki, neydi onları üzen?

Evet, ara ara onları hüzünlü gördüğüm de olmuştur. Bazen kendi kabuklarına çekilir ve sessizleşirlerdi. Onları anlardım, neden böyle olduklarını...

Ama bu sefer farklıydı, bu sefer saklanmıyorlardı. Kaçıyorlardı. Bulunmak istemiyor, tamamen uzaklaşmak ve kaybolmak istiyorlardı. 

Niçin diyorum, niçin bunu yaptıklarını anlamaya çalışıyorum fakat her defasında cevapsız kalıyorum.

İşte bu yüzden bugün yazmaya çalışırken bakakaldım, kelimelerim benden çok uzaktaydı. Kaçtıklarını gördüğüm halde bir şey yapamadım.

Biliyor musunuz, aslında onları anlıyorum çünkü ben de insanlardan uzaklaşmak yerine tamamen kaçmayı tercih ediyorum. 


Sanırım kelimeler de bana benziyor çünkü onlar ince düşünen varlıklardır. Evet, yanlış duymadınız, varlıklardır diyorum çünkü çoğu insandan daha gerçekler. Ve onların bu denli gerçekliği bana sevmeyi, hissetmeyi, özlem duymayı, duyguların bir anlamı olduğunu öğretti. Anlamsızlıklar içerisinde kaybolmaktansa kendimi bulmayı öğrendim. Ve sonra anladım ki onlar bunu benden çok daha önce öğrenmişlerdi.

Kelime olabilmek için kendine zıt birçok harfle kaynaşmalısındır. Zordur ama bunu başarırsan anlamlı şeyler ortaya çıkartabilirsin. Evet, bunu yapabilmişlerdi. Birbirlerine inanmış ve sevmişlerdi. Sonra, anlam dolu kelime haline gelmişlerdi.


Biz neden bunu yapamıyoruz, insanlar olarak neden her daim hainlikler peşindeyiz. Neden samimi duygularla yaklaşmayı seçmiyorsunuz, neden size kötü olan şeyler çok daha cazip geliyor. Sizin bu hal vaziyetleriniz yüzünden, kelimelerle dost oldum. Yazım şeklime göre olumsuz bir şey belirtiyor gibiyim değil mi? 

Ama yanıldınız, aksine sizin sayenizde onlarla dostluğum, bana gerçek olmayı öğretti. Önceden ben de sizler gibiydim. Gerçek değil aksine çok sahte ve hainlik doluydum. Ama bir gün harflerin bütünü olan bir kelime bana çağırışım yaptı. Kulak verdim ona, ne kadar çok dinlemek istemesem de kulak verdim. İnceden inceye bana ben olmayı öğretti. Bana fark nedir, gerçek nedir bunları göstermeye başladı.

Ona ne kadar teşekkür etsem azdır çünkü sayesinde artık gerçeklerin içindeki gerçekleri görebiliyorum. Sayesinde gözlerim açıldı. Keşke biz insanlar da o harfler kadar samimi olsak ve birleşip anlamlı şeyler oluşturabilsek….


Evet şimdi çok daha iyiyim, içim sevinç ve neşeli bir çocuğa ev sahipliği yapıyor. Çok ince düşünen bir hale geldim ama olsun, pişman değilim. 

Bence siz de deneyin, bir kulak verin o kelimenin sesine. Belki siz de dost olursunuz…