Yükseliyorum gökyüzüne,
İzliyorum martıların dansını.
Gemiler sirenlerini çalıyor yine,
Kulaklarımda aynı ses, aynı tını.
Bir garibin ahını almış, bir güzelin nazını çekmiş gibi bir gün,
Hava kapalı, bulutlar en sevmediğim renkte bugün.
Ufak ufak, sessizce çiseliyor yağmur,
İçimdeki fırtınaların gürültüsü eşliğinde.
Bir martının gözünden seyrediyorum küçük insanları,
Yaralıyım, ve bir kanadım kırık.
Uçmaya çalışıyorum, daha yukarı yükselmeye,
İçimde bir çocuğun heyecanı, telaşesi ile.
Derken çatırdıyor kemikleri diğer kanadımın,
Düşüyorum, düştükçe büyüyor çehresi ve elleri insanların.
Yukarıdan bakmaya alıştığım şeyler devasa gelmeye başlıyor gözüme,
Korkuyorum, kalbim delilercesine çarpıyor minicik gövdemde,
Aynı zamanda çok rahatım, teslim oldum artık yenilmeye,
Beni son anda kurtaracak birinin düşüncesiyle,
Bırakıyorum kendimi sonsuz göğe.
Şimdi şefkatli ellerindeyim o birinin,
Çırpınıyorum avucunda, içimde buruk bir mutluluk.
Kanatlarım bitap düşmüş, sanki eskisi gibi atmıyor kalbim,
Çaresizce bırakıyorum bendimi, ona teslim artık gönlüm ve bedenim..