Şimdi büyüdüğüm sokaklara geri döndüm. Ben büyüdüm, geliştim, değiştim; şehir büyüdü, gelişti, değişti.
Havasından tanıyorum bu şehri. Bütün duygularım onun gökyüzünde saklı, umudum, neşem, çocukluğum. İçimi kıpır kıpır yapıyor, her terk edilişim, umutsuzluğum, mutsuzluğumda anneme koşar gibi koşuyorum bu şehre. Biliyorum çünkü yaralarımı saracak, biliyorum çünkü içinde sevdiğim insanlar var.
Bazen kızıyorum şehre tıpkı sevgiliye kızar gibi, geri dönmeyeceğim sana diyorum. Sürekli ona yol yapmaktan yorulmuş bedenim, kalbim. Biraz zaman geçiyor, hemen burnumda tütüyor. İlk aldanışım da koşa koşa geri dönüyorum.
Belki döndüğüm şey şehir değil de çocukluğum. Büyüdüm sokaklarda arıyorum kaybettiğim masumiyetimi. Ben saramasam da yaralarımı çocukluğumun anıları sarsın istiyorum.
Sadece ben değil, beraber büyüdüm herkeste benimle bu şehir de. Biliyorum ki ne zaman kendimi kaybetsem, buraya geldiğim zaman tutup omuzlarımdan sallayacaklar beni kendine gel diye. Belki de sıkı sıkı bu güvene sarılıyorum.
Gözlerimi kapatsalar, sadece duvarlarına dokunarak gitmem gereken yeri bulacağım. Öyle ki, duvarlara dokunmadan ayaklarım götürecek zaten beni. Ayaklarım... Bütün adımlarımla tanıyorum bu şehri.
Gökyüzü sarıp sarmalıyor beni. Bir annenin kucağında çocuğunu sevmesi gibi, bu şehir de beni sarmalıyor.
En son giderken yeminler etmiştim geri dönmeyeceğim. Çok kırılmıştım da son gelişim de, sevdiğim herkes köprülerimi yıkmıştı.
Geri geldim, kimseye değil. Sadece kendime, çocukluğuma, büyüdüğüm şehre.