Bugün günlerden çarşamba yine.

Kendimle baş başayım, bakmak zorunda kaldım hiçliğe.

Ağlamalarım son bulmuyor anne.

Anlayanım bir sen kaldın o da gidince.

Maalesef sığmaz sevgim ifadelere,

Anne, hayatta tutan bir sen kaldın o da gidince.

 

Ezilen ruhum mücadele içinde benliğim ile

Gözümü kapattığımda görüyorum güzelimi her düşümde.

Bunun kurtuluşu yok mu anne?

İstemesem de kurtulmanın yolu yok mu anne?

 

En mağrur hıçkırıklarımda bile hatırımdaki hâlini anımsıyorum.

Perdenin sonuna dek sürecek biliyorum.

Özel anlarımıza bir hançer saplanmış, yaşayamıyorum.

Bu mu hayata devam etmek, bu mu geleceğe bakmak anne? Bilemiyorum.

 

Geçmişte takılı kalmak belki kötü bir şey değildir.

İlk anılarımız belki de hâlâ serindir.

Hep soruyorum kendime alıp veremediğimiz nedir?

Bugün benimdir, yarın senindir.

 

Bu kadar çabuk vazgeçilecek kadar değersiz miydim gözünde?

Neden bunu daha önce hissettirmedin öyleyse?

Belki de gerçeklikten kopmuşumdur sen söyleyince,

Hayatımda sen, hayalimde sen, yarınımda yine sen olasın istiyorum.      

  

Yeter bana “Bir yudum kızıl şarap, bir nefes yâr dudağı.”

Öyle ki alacalı olmasını istediğim hayatımda, siyah ya da beyaz kaldı.

Meçhul ve en âlâ yaşam seni benden aldı.

“Satmışım cehennemi, gönlüm bu aşka razı.”