Anahtar yuvasına oturdu. İki kere çevrildi. Kilit sesi ve sonra bir gıcırtı… Kapı açıldı. Sol eli kapının kolunda, sağ elinde kahverengi bir bavul… Kapıyı tutan eliyle içeriyi gösterdi kadına Petruchio. -Petruchio sevdiklerine yeni kapılar açmayı, yurduna davet etmeyi severdi ve güzel de ağırlardı. Tanıştıkları günden beri hep böyle olmuştu.-


Kadın gülümseyerek Petruchio'ya baktı ve sonra tanımaya çalışan gözlerle eşikten eve adımını attı. Aslında çok meraklıydı. Petruchio'nun komşusuydu ama hep karşıdan izlemişti onu. Onun evinin göründüğünden daha geniş olduğunu düşünür ve bir yandan merak ederken bir yandan da bilmemenin verdiği bir keyif ve heyecan hissederdi. -Onunla ilgili bu kadar güzel giden bir komşuluk belki de kontrolü Petruchio'nun elinde bu kadar iyi tutmasıydı. Petruchio kapısını ne zaman, kime açacağını; ne kadar aralayacağını ve özellikle de ne zaman kapatacağını iyi bilirdi.-


Evi tanımak için göz gezdirdi Kate. Kitaplar, defterler, sade bir oda, tek bir yatak ve kitaplığın köşesinde küçük bir fotoğraf…


Kate şu an sadece başını hafif yana eğerek raflarda göz gezdiriyor, bazı kitaplara parmak uçlarıyla dokunarak adını okuyor ve geçip gidiyordu. Petruchio ile bir seneliğine sözleştikleri için zamanla öğreneceğini düşünüyordu. İlk günden acelesi yoktu.


° ° °


Camın önündeki küçük sehpanın üzerinden iki ayrı buhar yükseliyor.

İki fincan var.

İki sıcak kahve…

Yanında, cama dönük iki geniş tekli koltuk… Koltuklarda iki kişi…

Kate uzanıp fincanını alıyor. Yudumlarken gözleri camdan dışarıda, manzarayı izliyor. Gün batımına yakın saatler ve güneşin parlak ışıkları… Gökyüzü hâlâ mavi, hafif bir esinti var havada, yaprakları oynatıyor.


Petruchio da kahvesini alırken soruyor: Nasıl buldun? (Ve kahvesinden bir yudum alıyor.)


Kate: Genişliği çok güzel ve de sade oluşu… Üstelik baksana nasıl ışık alıyor! Bir de camdan bakınca bulutları görmek… İçim ferahladı!


Petruchio (gülümseyerek): Sevindim canım. Seveceğini biliyordum.


Kate (Petruchio'ya dönerek): Sen de bir süredir gelmemiştin buraya değil mi?


Petruchio: Evet, biraz olmuştu. Ben yazmak, düşünmek, iyileşmek, kendimle kalmak istediğimde bir de burayı özlediğimde gelirim. Şimdi senin de yazman, düşünmen ve daha iyi olman gerektiğini düşününce… seni de getireyim istedim. Burası sana iyi gelecek.