Tanrının çocuğu ölmüş tanrının sikinde, değil.

Ve tanrının çocukları hasta. Sen yalnızca tanrıyla konuşabilirsin. Seni duymayan tek şeyle. Kedide tanrı gizlenmiş. Kedi kıçını yalıyor. Ben neden kıçımı yalayamıyorum? Ben nereden tanırım tanrıyı? Bir kedi sahiplendim. Kedi evimi aldı. Tanrıyla ilişiğini keser. -ken ihtiyacın olacak bu baltaya. Nefes sadece kuklabaz için. Makas artık kafi değil. Gözlerinden akan ne? Yaş değil, kan. Değiller süslüyor içimi. Değil makyajı yapıyorum. Bu ruj değil için. Bu son yürüyüş değilse de, değil için yürüdüm. Yeri arşınlarken dili çürümüş, sessizlikten. Sesini tanrısının aldığını iddia ediyor. Tanrıyı bilirsiniz, iddia o ki, ölmüş. Hasta çocuğu öldürmüş. Şimdi çocuğun konuştuğu kimse yok. Çocuğun tanrısı ölmüş çocuğun sikinde.

Bugün 9 Aralık’mış.

Ben Gizem, yirmi iki yaşındayım. Hiçbir şeyi yapamıyorum. Ben ölüyorum. Çocuk mu tanrı mı? Ya buradan kaçamazsam, ya değil değilse? Ya ölemezsem, n’aparım ben?