kaldırımları yırtık, sayrı aynaları

penceresizliği sevdim, göğü olmayanları!

topluma aitsizliği

ruhundan çiçek sarkan karavanları

plakları kırık, melodileri kimsesiz

ökçesi kopuk ayakkabıları!

güneşe kocaman gülücük konduranları

umuda sarılanları, bir çiçek gibi!

yıkık evleri, yolunu kaybedenleri!

duvardan sarkan buruşuk, dağınık posterleri...

ait olmamayı, başkaldırmayı!

yelekteki başıbozuk yamaları sevdim...

makyajını yağmurla silenleri

içinde bir ordu gibi büyüyen yalnızlığını kucaklayanları

hayatın, kırık dişiyle gülümseyişine sığınanları!

saçları dağınık

dudağının kıvrımında şiir yaşatan kadınları!

yırtık kıyafetleri, kitapları ikinci el

gitarı telleri kopuk, sayfaları yırtıp sevdim!

yer altında doğan gökkuşağını

solmuş krizantemleri

gözleri dikili hiçliği!

tenha kaldırımlarda doğan zambağı

sadece yağmur yağdığında ağlayanları...

yaşamın kopuk ipinden

salıncak inşa edenleri sevdim!

istiridye kabuklarını, buruk kozalakları...

hippiler, serseriler ve aşağı doğru tırmananları!

kaldırımları yırtık, sayrı aynaları!

penceresizliği sevdim, göğü olmayanları

kusurlu olan her şeyi...

bir tek bu zamanı sevemedim!