Karanlık basmadan uzaktaki kuşlar ötüşünü kesmeden göğsümüzü gerdik
Gökyüzüne
Suskun bahçelere ışığı bandırarak girdik
Olacaklara dair ezgiler söyledik yüreklerine
Uçurumun kenarındayız bir taş da siz atın diye
Bir nehir gibi aktık sürükleyerek götürmek istedik kalp çarpıntılarını
İyiliğe ve güzelliğe ait bütün sözcükleri güneşe çıkarmıştık
Zaman ise başımızda sallanan bir bıçak sırtıydı
Sabah olunca ağlara takıldı baharın bütün renkleri
Umutlarımız ve emeklerimiz dağılıp yağmalansada,
Usanmadan onarmayı, devam edebilmeyi bilmeliyiz
Bak bir türkü çağıldıyor özgürlük yetim kalmasın, ayağa kalk ve diren diye
Biz de kolundan tutup asırlık mayasızın ateşini daha çok harlayacağız