Koşup koşup defalarca duvara toslayan, içinin beyaz ama boş bir kağıda benzediği bir ilişki biçimi. Temiz, naif çizgilere de, kara bulutlar gibi yırtılıp kenara atılacak bir çöp olmaya da gebe. Nereden başlayacağız yeniden birbirimizi sevmeye? Eskisi bir kuyuydu. İçinden su alamadığımız bir kuyu. Şimdi o hala aynı. Gözlerindeki mutluluğu zamanın ufacık bir biriminde sezer, kahkahalarla güler, kendimi bütün hissederdim. O hep içine saklandı. Hazinesiydi sanki sevgisi. Vardı, oradaydı, bilirdim ancak bir balık gibi o sevgiyi yakalamak için senelerce bekledim. Raflara kaldırdığım, artık toz tutmuş o küf kokulu defterler neden yeniden açıldı? Gözlerindeki sevgiyle buluştum çünkü. Mahcup bakışlarını üzerimde hissettim. Hatırladım, benim bir abim vardı. Oyun arkadaşım, sırdaşım, dünyaya aynı yerden baktığım insan. Öfke kusan bir babanın mağdur çocuklarıydık. O günler hatırlayamayacağım kadar uzak şimdi. Ama abim sıcacık bakışlarıyla çok yakın. Nasıl emek veririz birbirimize ya da bunu ister miyiz, bilmem. Ancak gerçek şu ki anneannemin gözlerini yumduğu bu hayat, bana abimin sıcaklığını verdi. Onun ölümü bizi birleştirdi yeniden. En azından abimin sevgisini hissetmek bana yine bütünlüğümü hatırlattı. Aynı rahimde, farklı zamanlarda gelişmiş olmanın hikayesinden öte bir kardeşlik. Benim belleğime yansıyan ve kalbimin hissettiği bu. Abim okusa bunları, dalga geçerdi. Ama bilirim, içinden dışarıya dökülmeyen sevgisinin arkasına saklanmak için gülerdi.

Anneannemi özlemle andığım bugünlere çiçek açma ihtimali olan aile ilişkilerim merhem oldu. Bir ölüm ancak bu denli yeni tohumlara imkan verebilirmiş gibi geliyor. Emeğiyle hepimize sevgiyi tattıran o mavi gözlü kadın, gözlerini yumduğunda bile bize sevgiyi hissedeceğimiz yeni alanlar açtı. Gaia'nın enerjisi seninle olsun ananecim.

Büyüttüğün yerlerden büyüyerek devam etme niyetiyle...


14 Ocak 2024

Ananemin ölümüne ithafen...