Bir yılan gibi,

Bir yılan gibi nasıl sarılır insan kendi kendine, öylesi sarılıyorum.

Acıtıyorum, kanatıyorum,

Dönüyorum, duruyorum o zehri kendime. akıtıyorum.

Huzurun içinde damarımı arıyorum,

Sessiz bir akşam yemeğinde son lokmayı damarımdan çıkarıyorum.

Sofrayı topluyorum ama

Kelimelerimle zamanı ziyan ediyorum ama

Ama nasıl bir gökyüzü var bu gece dışarıda,

Kör eder, sağır eder, dilsiz eder,

İçine doğru akarsın gibi, kendi içine doğru...

Bir geceyi eziyorum kendime,

Sütyensiz giriyorum yatağa,

Bir kadın gibi, bir eş, bir dost gibi…

Ne oluyorsam yatağa girerken

Sabaha tek heceden çıkıyorum yeniden,

Bir gece daha, bir sabah daha...

Bir kalıba sığdırırken kendimi,

Bir kadının ölümünü düşünmezdim,

Ben bir kadının ölümünü bir cümle sanırdım,

Düşünmezdim.

Kara kışa sığdırırdım,

Ev sandığım zamanlar da sumak ayıklardım.

Bir tepeye çıkardım sütyensiz,

Dağlık bir tepeye.

Ya bir hazzı yaşamanın kölesiyim ya da bir kuru ekmeğin.

Güçlü memelerim,

Üzerinde sürekli yanıldığım benliğim

Dağlık bir tepeye

Sütyensiz.