Ve ancak anlamadığım yerden yola çıkabilirim.
Sorarken düşüyorum,
Isınırken yayılıyorum,
Bir kaç insanı sayıyorum hatırdan, saatime meydan okuyorum,
İrki...
Henüz ışık açmayacak kadar aydınlık, bazı görüntüleri tam seçemeyecek kadar karanlık bir akşamüstündeyim. Yola çıkıyorum oturduğum tekli koltuktan, tek başım...
Şimdilerde bir gövdenin yanında oturuyorum,
Yaslıyorum sırtımı, rengarenk bir gökkuşağına,
Dalları sarkıyor üzerime, başım dik, göbeğim açık, yeniyim.
Şim...
Cebimden tohum çıkarıyorum,
Yeni bir ayakkabı alıyorum kendime, garipleşerek büyüyorum.
Kitap aralarına harçlıklarımı saklıyorum, üçüncü çekmeceyi hep dağı...
Bir yılan gibi,
Bir yılan gibi nasıl sarılır insan kendi kendine, öylesi sarılıyorum.
Acıtıyorum, kanatıyorum,
Dönüyorum, duruyorum o zehri kendime. akıtı...
Çıplak sokaklar, bozuk vanalar, tahta kapılar
hepsinin bir sabahı var.
Yüksek kaldırımlar, düşük kalçalar, soluk sorular hepsinin bir kaygısı.
Bir sabah b...
En çok kaçamadığımız şeyde kendimizin kendimizi mütemadiyen yakaladığı o eşsiz bakış. O güçlü, o küçümser, kızgın, tek ayak üstünde durma cezalı, o bakış... ...
Belki kağıttan bir gemi yapmıştım,
toprağın üstünde durmayı anlamamış,
güneşin doğuşunu hep kaçırmıştım.
Belki de kapı zilini epey öncelerden oymuş ya da ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok