Güneş bir öpücük kondurdu uzaklarda

İki ada arasında denize.

Uzun zamandır onları böyle görmemiştim

Böyle sıcak, böyle samimi.

Fırtınalar kopmuştu bir süre önce.

Küsüşmüşlerdi anlaşılan.

Onları böyle görmek güzel.

Bazı zamanlar oturup bir zeytin ağacının altına 

İzlerdim hayatlarında neler oluyor

Her akşam üstleri bir küçük öpücük.

Bir gün öptü mü dudağından denizi,

Deniz utanır, gök utanır, güneş utanırdı,

Deniz ve gök kızıla boyanırdı.

Bugün öyle olmadı

Usul usul sokuldu koynuna

Kayboldu ardına

Üzerine ince bir bulut örtüp.

Yaz gelmişti ne de olsa

Soğuk olmazdı hava o kadar


Bir zeytin ağacının altında, 

Göz kamaştıran bir sevginin, 

Umutlandıran hissini yaşarım

Denizin kıyısında

Bir zeytin ağacının altında.

Fırtınalar uzak,

Deniz köpürmez bu vakitler

Güzel bir de şarkı çalınırsa kulağınıza 

Ne güzel bir seyir.


Sen de hatırlarsın 

Bir gün güneşi batırmıştık,

Ben bacaklarına uzanıp

Orada usul usul öpüşürken deniz ile güneş.

Biz konuşurduk.

Ben bacaklarında yatardım.

Biraz deniz kokusu, biraz akşam esintisi

Bir iki yudum bira.

Bir de sıkılmadığımız o uzun sohbetler.

Bir güne ne çok şey sığdırırdık.

Belki de bunca zaman bir ömür sığdırdık

Bundandı gidişler.

Ölmenin zamanı gelmişti.

Habitat daha yeniden doğacaktı.

Ayrı yollarda


Zamanımızı boşa harcamadık belli ki.

Ne zaman hatırlasam o anların

Sıcaklığında bir tat buluyorum

Bir zula.

Hatıradan fotoğraflar yaptığımız.

Bir şarkıya anılar astığımız.

Karanlıkta, aptal gibi görünmeyi aklımızın ucundan bile geçirmediğimiz

Beceriksiz dans edişlerimiz.

Ama en çok bakışlarında takılı kalıyorum

Dans ederken kollarıma dolanıp dizime yattığın bakışların

Böyle masum, böyle mahzun bakışların.


Ay doğuyor yapayalnız

Yıldızlar uzak.

Ben zeytin ağacının altında.

Birkaç hatırayla baş başa

Uyuyakaldım yine onlara sarılıp.

İyi geceler güneş.

İyi geceler deniz.

İyi geceler sen.