Biraz daha yaklaştığını hissetmek... Sanki sıkıca sarılıyormuş gibi, ya da usulca. Demir yükü kadar ağır ama bi’ kuş tüyü kadar da belirsiz. Ait olduğun yerdesin ama boşlukta gibisin de. Pamuklardan, bulutlardan bir boşlukta...

Ne zamanın ne de mekânın var olduğu bir yerde. Sadece kendi içine döndüğün yerdesin... Biraz karanlık gibi, ama beyaz gibi de. Karar vermesi zor, belki de verilmesi gereken bir karar da yok, hissettiklerin var?

Birer birer yüzleşiyorsun orada ama ruhsuz gibi. Gözünden yaş dökülüyor ama yüzün kalbinin taş olduğunu söyler gibi.... Yüzün tatlı bi uykuya dalmış gibi oradan hiç çıkmak istemeyen. Uykun, hem bi o kadar derin hem de minik bir esintiyle gittiğini bile hatırlamayacağın kadar hafif... Sanki seni şefkatle kucaklayan birisi var ve asla gerçekliğe dönmek istemiyormuşsun gibi.