Hey! Hey demlik, baksana! Hişt, sana diyorum! İçim kaynıyor yine. İçimi dökmem lazım sana. Seninle alakalı gibi gelebilir söyleyeceklerim ama öyle değil. Alınmadan dinle, tamam mı? Evet yine bir varoluş sancısı çekiyorum. Ben neden var olduğum kadarıyla yetinemiyorum. Birinin bana sen varsın demesine, teyidine ihtiyaç duymamalı aslında varoluşum. Varsam varımdır. Ya da zat-ı muhteremin dediği gibi en azından düşünüyorsam varımdır. “Var mıyım?” diye bir soru; tabiatı itibari ile bir soru değil, bir serzeniştir. Nerden çıkıyor bunlar, biliyor musun? İşte alınacağın yere geldik. Sana demlik diyorlar, ikimizin bütününe -sen benim üzerimdeyken veya değilken- çaydanlık diyorlar ama ben tek başıma özel bir isimle anılamıyorum. Sen bana zihninde ne diyorsun mesela? Altım? Altımdaki şey? Üzerine kurulduğum? Su sağlayıcım? Sulu şey? Ha bak, bana isim verecek olsalar ve bu konuda aşağılayıcı davranıp “suluk” deseler bile razıyım. Sonuçta çayın demi sende, sana demlik diyorlar; çayın suyu bende, bana da suluk derler. Tek başına anıldığında anlaşılmaz bir isim. “Ne yani çocukların beslenme çantasının yanındaki şeyi mi kastediyorsun yoksa demliğin altındaki su kaynattığımız ve yüzyıllardır ötekileştirdiğimiz şeyi mi?”deseler mesela haklılar ama yine de kabulüm. Acaba yaptığım şey pek matah bir şey gibi gelmiyor mu insanlara? Abi ateşi götünde cayır cayır hisseden benim. Yükün en ağırı benim omzumda. Başka bir işe lazım olsam hemen koşa koşa giderim. Mesela çiçek sulanacak, koyarsın suyu bana, sularsın çiçeği. Sen hiç demlik ile saksı sulayan gördün mü? Göremezsin. Neden? Çünkü demlik hiçbir zaman çay bitince yıkanmaz, içinde çay kalır, ta ki bir sonraki çay saatine kadar. Yani çiçek sulamak için temiz sayılmaz. Ama ben her zaman her iş için temizim. Yani alınma lütfen bu söylediklerime yine de. Bu bir eksiklik değil. Bu bir tabiat. Senin de tabiatın böyle demek ki. Sanırım benim de tabiatım böyle demek ki. Ya da temiz olup işin çoğunu yapan, yükü sırtlanan herkesin tabiatı böyle belki de. İsimsiz olmak. Başka bir bütünün parçası içindeysen o bütünün adı ile anılmak. Bilemiyorum demlik. Ben senden ayrılsam şimdi bir nam uğruna. Ama artık her iş için temiz olmasam mesela. Buna değer mi, bilmiyorum. Şimdilik benim bir adım olmasın o hâlde. Bizim adımız çaydanlık olarak kalsın. Hurdaya atılmaz da sağ kalırsak sonrasına sonra bakarız.