Zaman tanzim olurken iki rakkas arasında
Gezeleyen gözler hep o aklın darasında
Bir ses
Şimdi duvarları kemiren bir tını
Çatlatıverecek akrebin kafatasını
Önünde bilinmezliğin uğultusu
Ardında, anıların cırtlak buğusu
Hırçın ve yalın bir inancın dizginlerini tutardı ellerinde
İnce bir mananın ürkek ağlayışları vardı emellerinde
Us denen mefhumla cebelleşirken hayat
Gününde paslanmış, kekre, sıradan bir tat
Istırabın gölgesinde meşk ederken gönül hanesi
Sevda diye inandığı anlardan sade bir tanesi
Gırtlağına tıkanırken gün kurusu kabul
Tattığı her acı o aciz ruha makbul
İşte acının kanıtıdır bunca tahammül
Zannı, yalnız bedeniydi ruha hamil