O herhangi bir taslak değil ki.

Bitirilmiş o akıcı öykü.

Çiçeklerin başını okşayan müzisyen.

inceliklerde kaybeden kendini,

inceliklerde bulan.

o hani beyaz barış çiçeği.

fişleri anı diye biriktiren koleksiyoncu.

yanağında öpücük büyüten affedici.

dudaklarında hayat taşıyan o yakamoz.

vazonun kıranını sormadan toplayan,

aynalarda değil, gözlerde yansımasını arayan.

Hani birlikte söylenen şarkıda

o ilk ses.

Evde cıvıldayan kuş.

açık pencere,

sonuna kadar.

çalınan kapı.

hani hastanın seslendiği uzaktan...

son nefesteki o tebessüm.

Bilir mi?

Dokundukça yaşamı dağıttığı yürekleri.

hani o sadece öyle olan.

Kendi gibi.

Özü iyilikle dolmuş.