Birkaç satır önce,
Ellerimle yüzümdeki yarayı kapatırken
Yastığın eşiğine kıvrılmış neyimiz varsa
Pencereden kanepeme çarpıyor şimdi.
Bir durak ileride durduğum
En kalabalık kentin sokağına,
Çarpık ve sıska ayaklarımla değiyorum.
13.45 tramvayına en son ellerim,
Ellerim kadar korkak, sarı
Sarı bir ıslık gibi yetişiyorum.
Sonu sahile vuran sokaklara çıkıp
Bedenimdeki yaralara baktıkça
Gözlerimden dilime bulaşıyor izi.
Günlerdir açmadığım telefonum
Israrla çalarken yakalıyorum köşede.
Pencereden bakıyorum sonra.
Biraz biraz ufalıyor şehir,
Biraz biraz sessizleşiyor hepsi.
Ellerim, sarı ve korkak iken
Rengi patilerine bulaşıyor tekirin.
Dilimden parmağıma bulaşmış
Mürekkep ile yazıyorum biraz.
Biraz biraz gülüyorum.
Yine de yazıyorum,
Pazar günü mektuplarını.
Bu kez gönderilen yazıların
Ucunu yakıp üflüyoruz birlikte.
13.45 tramvayına ıslak ayaklarımla
Yetişiyorum şimdi.
Saçlarım haddinden fazla kısa
Biliyorum.
Siyah bir kadınım.
Olsun.
Turuncu bir kadın tanıyorum.
Olsun.
Hasta ve cılız kedimi seviyorum.
Olsun.
Dün ilk kez canım kızım diye seslendi
Babam...
Jiyan F.
2021-11-28T16:32:26+03:00Teşekkür ederim 🙏