Birkaç yürek fazla geldi sana aşkım. Birkaç vicdan fazla geldi sana sevgim. Yere göğe sığdıramazken, bir vedaya sığdırdım seni. Başkayken sana, bambaşka oldun bana. Aşkken sana, veda oldun bana. İlkken sana, hiç oldun bana. Doğruyken sana, yalan oldun bana. En çokken sana, yok oldun bana. Ben sana her şey olmuşken, sen bana koskocaman hiçmişsin meğer. Baksana sevgime, baksana sevgisizliğine. Artık sana karşı nefretim bile yok. Çünkü nefretimi hak edecek kadar kişiliğin yok gözümde. Kötü duygularımı bile besleyemem, sen gibi duygusuza. Veda ettiğim toprakları, kimin kuşattığı ile ilgilenmem. Ayak basmayı çekmişsem eğer, izi kalmaz kimsenin. İyi kilerin yerini keşkeler almışsa dilimde, dönüp bakmam bıraktığım çöplüğe. Bahşetmem papatyalarla ekili bahçemi, çöplüklerde sevilmeye alışmış bedenlere. Kirletmem duygularımı, sevmesini bilmeyen kirli yüreklerde. Kurmam güzel cümlelerimi, yüreği bozuk insanlara. Geçici heveslere mahkum etmem, kalıcı hislerimi. Sadakat bilmeyen kişiliklere, bağışlayamam vicdanımı. Yalan gülüşlere teslim edemem, hisli gülüşlerimi. Herkese bakan gözlere teslim edemem, bir kişiye bakmasını bilen gözlerimi. Teslim edemem bedenimi, her bedene teslim olmaya alışmış kirli bedenlere. Kötülükler içinde yaşamaya alışmış kişiliklere, bahşedemem iyiliklerimi. Yalan kişilere teslim edemem, doğrularımı. Ben sevmeyi, aşkı biliyorum. Vicdanı ve sadakati biliyorum. Sen, hiçbir şeyi bilmiyorsun. Kocaman bir boşluksun. Yüreğim bozuk değil ki, boşluğunu doldurayım.