Ruhumun baharına dolu vurdu.

Tomurcuklanmışken tam toprağım

Bir ölüm, karabasan gibi sarmaladı

En coşkun çağını ömrümün, hiç etti.


Nereye uzansam, çürümeye ant içmiş bir tebessüm

Aynalar reddediyor bakışlarımı.

Nereye yönelsem, harabeler bu şehirde

Kim aldı bu ânı, saflığı

En ulaşılmaz derinlerini

Kim hiç etti senin hikayeni...


Bir dua gibi, söyleniyorum usulca

İşte

Ruhumu yonttum, en verimli dallarımı kuruttum

Senin hoyratça adımlarına ayak uydurabileyim diye.


Yarayı tanımaya uzak

Şefkate dair her düş bir tanrı gibi ulaşılmaz

Senin için yaratılmış bir gerçek yok orada.


Şimdi adımlarım, her şeyin gerisine sürüklüyor beni, o ilk ânı nerede unuttum?