Sen biliyorsun en güzelini,

Sen bir sağ duyunun beni sürüklediği.

Önce sol gözümü aldın.

Önce sol.

Bir çocuğun pamukşekeri gibi,

Dağılıyorum ağzında.


Onun dokunuşu,

Krolonojik bir bunalımı bırakıverir tenine.

Batar ak düşmeyen sakalları boğazına, göğsüne.

İncecik bir telden inşa ettiyse kendini,

Kulağın, mütevazı evidir acının.

Kulağın, iltihaplı bir kanamanın saksısıdır.


Bir savaş var.

Küstürmediyse beni kendine,

Küstürmediyse adam saydıklarımı,

Ekşi eşiklerin yüz karasıyım ben.

Bir kavşağın keskin dönemecince,

Küstürmediyse temelsiz cennetimi,

Savaş var,

Barışın kendini yüzdürdüğü sisler ülkesinde,

Her tükürüğünü yağmurdan saydığım eyvahlar ülkesi,

Savaş bitsin.

Tasmamı çıkar.

Çıkar boğazımdan siyah pençeni.

Çıkar ki,

Bozuk bir evcil hayvan olmayayım yeryüzünde.