Bir fotoğrafın geçti elime. Üniversite yıllarından kalan. Ranzada uzanmışsın. Dizlerinden aşağısı görünüyor sadece. Hemen karşıda dolabın ve onun da üstünde kitapların. Yatağın üzerinde, KYK yazılı bir pike olduğuna göre, Eylül ayı olmalı. Bir bebek gibi üşürsün çünkü sen, Ekim ayı başlayınca. Belli ki yanlışlıkla çekmişsin bu fotoğrafı ve yaktığın poza üzülmüşsün. Şimdiki gibi değil çünkü, pahalı bir şeydi o yıllarda fotoğraf. Şimdi, gecenin bu vaktinde, fotoğrafa baktıkça, yanlışlıkla deklanşöre basan parmağını öpesim geliyor...
Krem rengi çorapların var ayağında. Hani üzerinde beyaz papatyalar olan. Hatırlıyorum, en sevdiğin çoraplarındı bunlar. Burnu, topukları sökülmüştü de inadına dikip, yeniden giyinmiştin bunları. Ve çoraplarının içinden, küçümen parmakların belli oluyor. Onlar da öylesine güzeller ki, şimdi elimi fotoğraftan içeri uzatıp, ayaklarını avuçlarımın arasına almak geliyor içimden. Ayaklarını tutmak ve sıcaklığını avuçlarımda hissetmek...
Sonra konuşmaya başlıyorum. Seninle mi, ayaklarınla mı yoksa kendimle mi konuşuyorum, bilmiyorum. "Bunlar senin ayakların mı kuzu" diyorum, "bu güzel ayaklar senin mi?" Sanki ayakların olduğuna şaşıyor gibiyim; ayaklarının olduğunu ilk defa fark ediyor gibi. "Ya hu, iyi ki ayakların var" diyesim geliyor; "iyi ki ayakların var ve ben, iyi ki onlara bakıyorum..." Şimdi yanımda olsan ve ben, "bu ayaklar senin mi kuzu" desem, gözlerimin içine bakarak ve sadece "eveet" dersin, biliyorum. Bu, basit bir söz değil elbette. Gözlerimin ta içine bakarak "eveet" derken sen, "Ulaş, bu söylediğinin bir soru olmadığını biliyorum. Sana bunu söyleten, içindeki sevginin coşkunluğu. Bak işte, taşıyor sevgin her bir yanından. Ve ben de seni seviyorum. Ne olur al, tut, sar, sev beni..."
Şimdi, gecenin bu vaktinde, elimdeki fotoğrafa, fotoğraftaki ayaklarına bakıyorum. Bu yaşıma kadar ikinci bir cümle hiç kurmamışım gibi dilimde hep aynı cümle dönüp duruyor; "bu ayaklar senin mi kuzu, bu güzel, küçümen ayaklar senin mi?" Söz, büyüyor içimde. Büyüyor, büyüyor. Belli evet, bir şeyler taşacak içimde. Son bir defa yüzüme yaklaştırıp, papatya desenli çoraplarına bakıyorum. Eh, artık fazlasını kaldıramam. Yüzümde, senin de ayaklarının olmasının şaşkınlığı ve mutluluğu ile bir kenara bırakıyorum fotoğrafı.
22 Mayıs 2023
Manisa